Zülal
2,5 yaşında..
Zülalin
boyu,kilosu,bilişsel gelişimi,ince,kaba motor gelişimlerinden bahsetmeyeceğim.
Benim için önemli olan
Zülal’in algıları ve duygu dünyası.
Zülale bebekliğinden itibaren etrafındaki insanlar,doğa,ağaçlar,kuşlar,güneş,yıldızlar,bulutlar
ay,apartman görevlisi dursun amcasının oğlunun kara kedisi zeytin (zülal kediye peynir zeytin diyor),dışarda başıboş
dolaşan köpekler vs. hakkında hep hikayeler uydurdum,bu hikayeleri anlatmak hem
bana iyi geliyordu,hemde kızımın hayal dünyasına.
zülal sevgi dolu, hafifçe
yükselen ses tonundan ürken, susan ve küsen bir çocuk; yumuşacık ses tonundan
çokça hazzeden,komplike uzun cümleler kurulsa da bir şeyi açıkladığında
anlayan, ısrar etmeyen bir tatlıcık melek.
biz iki kız 2,5 seneyi
birlikte doya doya yaşadık, biz bize doyduk; iyiki
yapmışım,iyiki onu kendi duygu ve düşünce dünyama göre besleyip büyütebilmişim,bana ne mutlu.
yapmışım,iyiki onu kendi duygu ve düşünce dünyama göre besleyip büyütebilmişim,bana ne mutlu.
![]() |
deniz duyu havuzumuz |
![]() |
anne kız el izlerimizden tavuklarımız |
![]() |
şeker ağacımız |
![]() |
banyoda boya keyfi |
![]() |
obleck |
![]() |
buzda keşif |
![]() |
zülalin şemsiye sevgisi |
![]() |
uzay duyu torbamız |
zülalin sürekli
bişeyleri başka bişeylere benzetme durumu sözkonusu, kapının üstündeki yuvarlak
şekli gösterip anne bak dünya diyor,tombul bir havuca üçgen, patlamış mısır
tanesine ahtapot, legosunun halıda bıraktığı izi gösterip aaa kare diyor,benim
her sabah içtiğim bir tam birde yarım hap tanesine bakıp,bu aydede,buda daire
diyor,zaten okul öncesi çocuklarının görsel uzamsal zekaları çok iyi ve
gelişmeye müsait olurmuş,hatta biz yetişkinlerinkinden çok daha güçlü bir algı özellikleri var.bende elimden geldiğince
onu desteklemeye çalışıyorum,siyah belli belirsiz bir yuvarlak çizip bak elma
diyince,siyah elma olmaz ki ama demiyorum,onun elma olduğunu destekliyor ve
siyah elmasını beğeniyorum.bişeyleri alakasız bişeylere benzetse de bende benzediğini söylüyorum,böyle söylemek beni mutlu ediyor ve bence onun hayal
dünyasını destekleyip,geliştiriyor.
Çok fazla şarkı biliyor
yaşına göre,türkçe ingilizce çocuk şarkıları. geçen gün twinkle twinkle little
star şarkısını söylerken yarıda kesip daha dün annemizin kollarında yaşarken
şarkısına geçti,anlayamadım önce sonra fark ettimki iki şarkıda aynı melodiyle
yazılmış,müzikleri aynı,bunu farketmesi,kurduğu bağlantı çok hoşuma gitti.
En sevdiği ve söylediği
şarkılar;
köpek uçmak istemiş,
itsy bitsy spider,
one little finger,
five little monkeys,
sen hiç gördünmü üç
kulaklı bir adam,
sabah uyandım hapşu,
pazara gidelim,
put on your shoes,
skidamarink a ding a
ding,
yağmur yağıyor,
bir gün bir çocuk,
minimini bir kuş,
hoplayalım zıplayalım
elmaları toplayalım,
london bridge is
falling down,
İngilizce alfabe
şarkısı,
wheels on the bus,
kırmızı balık,
go away big green
monster,
alibabanın çiftliği,
old macdonald had a farm,
rain rain go away,
bingo,
sar makarayı sar,
baş parmağım nerdesin,
finger family,
ördek ailesi,
twinkle little star,
yemek duası,
sar makarayı sar,
baş parmağım nerdesin,
finger family,
ördek ailesi,
twinkle little star,
yemek duası,
at alkışı parmak oyunu
(bunu benden dinlemeyi seviyor),
serin esen rüzgar
(benden dinliyor uyumadan önce,bu şarkıyı bende seviyorum, bana
çocukluğumu hatırlatıyor).Şimdilik hatırladıklarım bunlar.
ona aldığım kitaplar
sayesinde benimde hayal dünyam gelişti ve anne olduktan sonra bende
değiştim,resim yapamadığımı sanıyordum azda olsa yapabiliyormuşum hayret, görsel
yaratıcılığım fena diğilmiş, iyi kurgu yapabiliyorum artık,sanki beynimin
kullanmadığım ayrı bir lobu varmış ta artık kullanıma açılmış gibi bir garip
his içerisindeyim. bende büyüdüm.
artık bende eski ben
diğilim değiştim ve kendimdeki bu değişimi sevdim. biz çocukken hatırlayabildiğim
kadarıyla kitaplarımız pek olmadı, yada
biz erişemiyorduk, işte bu sebeple ertelediğim açlığımı zülal le ve ona
oluşturmaya çalıştığım kütüphanesinin sevimli kitapları sayesinde doyuruyorum, ahtapot olmaktan sıkılan, sekiz
kolu olduğu için kıyafet giyip çıkarmaktan bıkan yavru ahtapot ninoyu, bale yapmak isteyen köpeğin
çaresizliğini, krep yemeyi çok seven mor gergedanı, arkadaşı martı gibi uçmayı
isteyen penguenin kısa hikayesini uçamadığı için yaşadığı hayalkırıklığının
kazancını martı ile dostluğunu pekiştirerek yaşamasını ,balcan ın hikayelerini
(markette kaybettiği annesini arayan ve ağlayan balcana üzüldüğü için kitabın
arka sayfasını açıp, annesini parmağı ile göstererek ‘bak anne burda,burda..’diyor
zülal ,balcana yardım etme çabası öyle tatlıki), bahar gelince eriyen kardan
adam dost pamuğunu, küçücük bir tırtılken çok yiyip şişmanlayıp,kozasında
uyuyan ve uyanınca çok güzel bir kelebeğe dönüşen aç tırtılı, kızım 1.5 yaşında
iken abone olduğumuz ve her ay evimize gelen meraklı minik dergilerini çok
seviyoruz ve zülal kitaplarına sarılarak uyuyor geceleri.
oyun hamurlarından
çiçek,kuş,kedi vesaire yapmıyoruz hiç, aslında saçma özgün sanat eserleri
oluşturuyoruz daha çok, içlerine boncuk,çubuk,fasülye,oynar göz,takma ağız, burun gibi
malzemeler koyup saçmalıyoruz. boyalarla sınırlı boyamaya zorlamıyorum,sınırsızca
ellerini yüzünü kirleterek boyamasına izin veriyorum,krem şantilerle,meyve
jöleleriyle,unlarla,nişastalarla ve bunların içine kattığım garip materyallerle
hazırladığım duyu havuzlarıyla duyularını doyurmasına,tanımasına,hissetmesine
fırsat veriyorum, etraf çokça kirleniyor,ama önemli diğil ben temizleniyorum etraf kirlendikçe, zülale hazırladığım bu
küçük hınzır oyunlarla bende eğleniyorum.zülal in resim çizebilmesini,sevmesini
çok isterim.bu yaşta
normalmidir bilmiyorum ama geçen gün resim defterine kocaman bir yuvarlak çizip
içine göz,burun ve gülen bir ağız çizdi,yanlarada birer çizik atıp kulak yaptı,bildiğin
surat oldu işte,yani ne diyim be kızım bende ancak bu kadarını çizebiliyorum, çöp insan
ve diğerleri..ne diyelim bize bol resimli günler olsun.
zülal e dair bir günlük
tutuyorum aslında günlük diğilde haftalık,üç haftalık,aylık bir süreli yayın
şeklinde. saklıyorum; yaptıklarını,söylediklerini,duygularımızı saklıyorum bu
deftere,sonra okuyalım,hatırlayalım,gülümseyelim diye..anılara yatırım yapıyorum.umarım güzel
günlerinde okuruz bu sayfaları kızımla..
yün bereli penguen
yün bereli penguen
Sanat, çocuklara sorunların
birçok şekilde çözülebileceğini öğretir. Çocukları sanat yaklaşımındaki
özgürlük, merak ve macera duygusu bir kez bastırılırsa tekrar öğrenilmesi kolay
olmaz. Çocuk sanatı bir kere kopya çalışması gibi görmeye başlarsa, yenilikçi
sanat üretiminde ve bağımsız düşünmede esas olan yaratıcı ruhu tekrar
yakalaması hiç de kolay olmaz.”
Susan Striker "çocuklarda sanat eğitimi" kitabından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder