20 Nisan 2015 Pazartesi

Ben anne,

Kızım daha küçük bir bebekken pencerenin yanında durup; “bak bunlar bulut,bunlarda kuş ailesi,senin kuşların,şurda duran yeşil  büyük şeyde bir ağaç,aaaaa yavru köpeği gördünmü bak telaşla annesinin yanına koşuyor” gibi tek taraflı sohbetler yapmak çok hoşuma giderdi,aslında tek taraflıda olmuyordu sanırım bu sohbetler,ben hecelerle konuşuyordum kızım da bana ses veriyordu,ilgiyle anlattıklarımı dinlemiş,bulutlara uzun uzun bakıp gülümsemişti,ne güzel bir duyguydu,benim binlerce kez görüp te bakmaya alıştığım birşeye onun ilk kez gördüğü için bir mucizeye bakıyor gibi bakması.
zülal le böyle çok an’ımız oldu hepsinde arınıyordum  tepeden tırnağa,umudum öyle çoğalıyorduki o anlarda sanki bu taşkın duyguyla bir milyon küsür çocuğu sevgimle sarıp sarmalayıp acılarına merhem olabileceğimi düşünüyordum..çocukların hiç acısı kalmayacaktı, örneğin parmağı hafifçe dolabın kapağına sıkıştığı için büzülen dudaklardan ibaret sıyrık acıları olacaktı sadece. diğer tüm mutsuzlukları hoooop merhemin içine saklanmış,merhemim çok tesirli ,çocukların karnı hep tok, öpülmekten saçları  kabarık ve bozuk olacaktı.

Zülal: Anne bak aydede yok,
Anne: Evet hava çok soğuk olduğu için  bu gece dışarı çıkmamış sanırım,
Zülal: evindemi,
Anne: evet
Zülal: Hastalanmışmı,
Anne: sanırım hastalanmış,
Zülal: Anne yıldız nerde?
Anne: evinde arkadaşı aydedeye bakıyor,
Zülal: Yıldız aydedeye yemeğini yediriyor,ilaç içiyolar,aydedenin ateşi var,yıldız onu duşa sokuyor.

bi ara aydede göründü..

Zülal sevinçle; anne bak, aydede dışarı çıkmış anneannesine gidiyo, ohhh anneannesi ona mısır patlatacak..


                                                                                                                       yün bereli penguen


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder