25 Ağustos 2017 Cuma



Denizden topladığım çakıl taşlarını doldurduk bir kaba,gıda boyası ile renklendirdiğimiz suyu boşalttık, birkaç tane oyuncak kurbağa ve süngerden gemilerimizle güzel bir duyusal çalışma oldu, denizkızını yüzdürdü; küçük havuz balkonda duruyor ve zülal sürekli gidip  ayaklarını suya sokuyor.:))







Çöp poşeti, gazete, hediye paketi kağıdı ve bantlarla kostüm tasarladık.





Fotoğraflardan baskı alıp yarım çıktısını aldım, diğer yarısını Zülal kendince tamamladı.







Çok tatlı balıkları var kızımın

















































16 Ağustos 2017 Çarşamba

Zülal 5 yaşında


Kızım birkaç gün önce 5 yaşına girdi.
Arada sırada yaptığımız oyunlardan. Bir arkadaşım 'Eğlenceli Deneyler' adlı bir kitap hediye etmişti.İçerisinde okul öncesi ve ilkokul yaşlarına uygun güzel deneyler var. Arada açıp beğendiğimiz deneyi yapmaya çalışıyoruz.Deneyi görsel olarak çok doğru değerlendiremedim ama Zülal'in çok sevdiği bir deney olduğu için yazmak istedim. Bir cam kavanozun 2/3 sini suyla dolduruyoruz,suyu dilersek renklendirebiliriz, 1/3 ine de sıvıyağ koyuyoruz, kavanozu karıştırıyoruz; suyun ve yağın yoğunluklarından dolayı yağın üste çıktığını gözlemliyoruz önce, sonrasında kavanoza tuz döküyoruz, tuzun yoğunluğu da farklı olduğundan dibe  çöken tuz baloncuk olup yukarı doğru çıkıyorlar. Görsel olarak güzel görünüyor.







Plastik bardağın orta kısmına bir delik açıp, pipeti yerleştirdim, bardağın içine bulaşık deterjanı ve su koyduk. Pipetten üfleyince köpükler akmaya başladı.




Yine yabancı bloglarda gördüğüm bir oyundan bahsedeceğim. Dinazor yumurtası.
Balonlara küçük oyuncak dinazorlardan koyup su dolduruyoruz ve buzluğa yerleştiriyoruz. Bir gün sonra çıkarıp balonları yırtıp buzdan yumurtaları çıkarıyoruz. Eridikçe dinazorlarımız yumurtadan çıkıyorlar.





RAINSTICK (Yağmur Çubuğu)

Üç adet kağıt havlu rulosunu bantla birbirine yapıştırıyoruz. Çöp şiş çubuklarını rulodan batırıp diğer taraftan çıkarıyoruz. Bu işlemi boyluboyunca yapıyoruz.



Daha sonra penseyle  dışta kalan kısımları kesiyoruz ve bantla üzerinden geçiyoruz.


Açık olan uç kısmını kağıt ve bantla kapatıp, evde bulunan mercimek, bulgur, nohut ve ataç (metal olduğu için farklı bir sesi oluyor) gibi malzemeleri açık olan uçtan içerisine boşaltıyoruz.



Açık olan  kısmıda kapatıyoruz, grafon kağıdı ve iple uzun çubuğu kaplıyoruz. Sağa sola yavaş yavaş çevirerek sesi dinliyoruz. Tıpkı yağmurun sesi gibi.






















































15 Ağustos 2017 Salı

kulağa hoş ama cebim boş,mutsuzum ağbi


ahahahahahhaaa..

İsmi kulağa hoş gelen, tarifi uzun insan insana ilişki reçeteleri.
Olmazları birleştirmek, hayal kur ilerle, ilişkinizde sakın bunları yapmayın,ya mutluysak ama bilmiyorsak gibi yaşam beceri reçeteleri sunuluyor, dinleyip haklı buluyoruz.
Evet ya ne kadar da doğru.
Aslında bende böyle düşünüyorum.
Bazı kararlarımı gözden geçirmem lazım şu andan sonra.
Değişmeliyim.
Değişiyorum.
bunları bende biliyorum (ee niye yapamıyorum peki allaalla)
Ben zaten böyleyim işte.
Gibi bir sürü farklı şey düşünüyoruz,kararlar veriyoruz,uyguluyoruz yada erteliyoruz.Kararlarımızı sorgulayıp dönüştürüyoruz,o insanın anlattıklarından kendi hayatımıza paralel-dikey geçiş yapıp yaşanmışları pay olarak çıkartıp fikirlerimizi değiştirebiliyoruz.Peki bize tek başınayken bunları düşündürtmeyen şey yada şeyler neler ki ben yaşamı,tek yaşamımı yada yapmış olduklarımı  düşünüp neden birtakım sorunlara farklı çözüm yolları bulamıyor olabilirim acaba.Bilmiyorum,bilmemem biraz sığ düşünmemizden kaynaklanıyor olabilir,uygun reçeteler bulamayışımızdan,küçük kutumuzdan çıkamayışımızdan belkide.
Belkide kendimize bakmaktan kaçınmamızdan. Kent yaşamı deyin,tüm bu teknolojik çılgınlıklar silsilesi deyin,gelecekte olabilecek deney aşamasındaki çılgın projeler deyin,hepsi altedip geçiyor bizi ve  kalkıp dengemizi kurana kadar  yenisi geliyor üstüne,tüm bu dalgalar çılgınca.
Nasıl zengin olunur?
Saçma.
Özenti.
Yalnız bir his.
Bencilce.
Doğrudan yıkıcı.
Sevgisiz.
Anlamsız  yönlendirmeler ve beraberinde bilinç tutulması.
Aslında ailen ve dostlarının gülüşüyle geçirdiğin an gerçek an; zenginsin işte.
Arta kalanlar sadece sistem kübünün iç gıcıklayıcı oyuncak materyallerinden başka birşey değil.
Varız, varım, sevdiklerim şükürler olsun ki yanımda.

Cogito ergo sum..(Yaşıyor olmalıyım, çünkü düşünüyorum, düşünüyorum o halde var'ım)

Yadırgamak olmaz tabi, fikir fikirleri üretir, fayda getiren kalsın, diğerleri hepten kaotik.  































14 Ağustos 2017 Pazartesi



"Biz genç insanlarımızı,modern yaşamla ve sürekli değerlendirilme ve her seviyede sınava tabi tutulma durumuyla baş edebilmek için gerekli becerilerle donatmıyoruz.Her zaman bir değerlendirme yöntemimiz olmuştur ama şimdi vurgunun yeri değişti.Akademik başarının, hayatın tüm anlamı ve sonu olduğunu varsayarak,insanlara,bununla özlemlerine ulaşamama olasılığıyla nasıl mücadele edeceklerini öğretmiyoruz ve bu çok temel bir yanılgı."

Rory O'CONNOR
Ken Robinson'un 'Yaratıcılık Aklın Sınırlarını Aşmak' adlı kitabından



































Geçtiğimiz cuma günü izinliydim,haftasonuda eklenince üç gün evde kızımla birlikte bolca vakit geçirdik, havalarda çok sıcak ve gündüz dışarı çıkmak mümkün olmayınca kızımla evde başbaşa vakit geçirdik. 


Çocuklarıyla güzel şeyler yapan, sevdiğim yabancı bloglardan birinde görmüştüm.  (artfulparent.com)

Bu etkinlik için sonrasında mutfakta kullanmayacağınız bir adet buz peteği ,dil çubukları, akrilik yada guaj boya yada herhangi bir sıvı boya olması gerekiyor.



Hazırladığımız boyaları buzdolabının buzluk kısmında bir gün beklettik.


Buzdan boyalarımız hazır


Boyalar çözülene kadar pastel boya gibiydi.



Yere yapıştırdığımız kraft kağıtları kullandık, önceden boyama yapmak için pamuklu keten karışımı bez parçalarımız vardı, onlara da baskı yapmak istedi Zülal,




SONUÇ



kirli ayaklar












BOŞ AYAKKABI KUTUSU


Zülal babası ile parka gittiğinde bir taş, bir yaprak, bir de çam ağacı yaprağı bulup eve getirmiş.


Onları da kutuya yapıştırdı.



Serbest resim




Kuşadası'nda evin bahçesinde minik bir salyangoz buldular, adı miniş, itinayla elde kolda gezdirildi.



YUMURTA DENEYİ

Sirke dolu bir kaba yumurta koyulur, 3-5 gün beklenir, sonrasında yumurta zıplayan bir top haline geliyor, esnek bir hal alıyor. Oldukça eğlenceli bir deney.





Zülal lavaboda yumurtayı sıkıp oynarken yumurta akıverdi, incecik bir zar kalıverdi elinde.:))




ARTIKLAR DA İŞ GÖRÜR

Anneannesinde kalırken, boya kalemlerini kalemtraşla açıp biriktirdiğimiz artıkları kullandık.



Çok sevimliler





Meraklı Minik dergisinden çıkan 'duyularımı öğreniyorum' oyununu oynadık birlikte.


Oyunda her oyuncu bir piyon seçiyor ve başlangıç bölümüne yerleştiriyor. Zar atılıyor, gelen sayı kadar piyonu ilerletiyorsunuz ve hangi duyu gelirse, o duyuya ait kart açılıyor ve yazan yönerge yapılıyor.Yönergeler çok eğlenceli; iki tahta kaşığı birbirine vur, sesi dinle; sarı renkli ekşi birşey bul ve tadına bak, pencereden bak, gördüklerini anlat v.b.



































4 Ağustos 2017 Cuma

halsiz hava



Günlerden Ağustos..


Akşam gökyüzü gri bulutlarla kaplandı ve harika bir rüzgar esmeye başladı, gündüz hava çok sıcaktı o yüzden rüzgar  çok iyi geldi ve hemen sonrasında hafiften bir yağmur yağmaya başladı,mis gibi toprak kokusu yayıldı etrafa, şimşek çakıyor, gök gürlüyor, bir yandan rüzgarda sallanan yaprakların hışırtı sesleri.

Zülalle balkonda gökyüzündeki şimşekleri izledik, yağmurun kokusunu içimize çektik. Sabah uyandığımızda hava griydi hala ve şöyle oldu Zülal’in yorumu;


”Hava halsiz görünüyor” 

E ee ben de seni seviyorum kızım o zaman..