kiRLi tAvUk: Mayıs 2016

31 Mayıs 2016 Salı

ilkbahar masası

Evinizde çocuk var ee doğayıda seviyorsunuz, evinizin küçük bir köşesinde bir doğa köşesi yapabilirsiniz. İçinde olduğunuz mevsime ait şeyler; bitkiler, çiçekler, böcekler çocuğunuzun farkındalığını arttırıyor ayrıca bunlara ilave etkinlikler de hazırlarsanız değmeyin keyfine, masamız dört gündür sürekli yanına gidilip gelinen bir köşe oldu ve bir süre daha kalacak, tamamlanan etkinliklerin yerine yenilerini koyuyorum, en çok ilgilendiği şey ise renkli pirinçlerden ve taze çiçeklerden hazırladığım duyusal çalışma oldu.. çiçek yapbozları, bitki ve kelebeklerin uzunlukları, renkli gıda boyalarından hazırladığım sulardan beslenen çiçeklerdeki renklerin değişimi, bitki ve kelebek oluşum sıralamaları, ilkbahara ait sınıflandırma kartları, dört mevsim döngüsü ve damlalıkla sabunluğa ve ilaç kutusuna transfer var; henüz fotoğrafını ekleyemediğim bu sabah masasına koyduğum elma ağacı bölümlerinin yapbozu ve tohumun bitkiye yolculuğu labirent oyunu da var, onların görselini de daha sonra eklerim.
sevgiyle kalın..

kelebeğin oluşum döngüsü

bitkilerin oluşum sıralaması

çiçeğin bölümleri yapboz

yün bereli penguen

23 Mayıs 2016 Pazartesi

bugün

Zülal yakında 4 yaşında olacak. Mutlu, sağlıklı bir çocuk benim kızım. kitapları, hayvanları, bitkileri, hayali oyunları ve hikaye anlatmayı ayrıca deney yapmayı seviyor. son zamanlarda şunu farkettim Zülal aynı benim konuştuğum tarzda konuşuyor, seçtiği kelimeler (ki ben sanırım, galiba, muhtemelen gibi kelimeleri çok sık kullanırım) söyleyiş tarzı hatta bana kızması bile aynı benimki gibi.:)))

Kreşe devam ediyor ve çok şükür seviyor. kreşe gitse de ben ona araştırıp yeni etkinlikler ve oyunlar sunmaya devam ediyorum, bu arada eğitimle ilgili oldukça fazla kitap okuma imkanım oldu, yani buna özellikle vakit ayırdım, dünyanın farklı yerlerinde uygulanan veya anlatılan eğitim sistemlerini araştırdım; bazı kafası çalışan adam ve kadınlar oturmuş bu işlere kafa yormuşlar, çalışmışlar. ee bizde de çocuk var, okuyalım araştıralım tabi. montessori, waldorf, reggio emilia, high scope gibi eğitim felsefesi yada yaklaşımları ile ilgili birçok kaynağa ulaşma şansım oldu ve erken çocukluk eğitiminin insan hayatındaki en önemli ve es geçilmemesi gereken asli dönem olduğunu çok iyi biliyorum. kendime ve hayatımıza çıkarımım ise şu oldu; insanın annelik iç sesi, çocuğunun algıları ve bakış açısı ve yetiştiğimiz kültürün de etkisi ile bir yönteme sıkı sıkıya disiplinle bağlı hareket etmenin hiçte bana göre olmadığını kavradım, herşeyden seçerek biraz. ha benim en çok kalbimi fetheden eğitim yaklaşımı Reggio Emilia oldu.

nedenmi?

kapalı uçlu soru yada yorum hiç yok, herşey açık uçlu ve olabilirliğe uygun, düşündürtüyor, şaşırtıyor hatta gerektiğinde saçmalamanıza izin verdirtiyor, çocuk için ise gerekli oyun malzemeleri; çamur, kil, atık malzemeler, çizim kalemleri ve boyalar, tahta bloklar, aynalar, doğal renkli taşlar.

ne güzel diğilmi.

çocuğu bir seremoniye sokmuyorsunuz.

herşey esnek,

ve dolayısıyla çocuğun düşünceleri de esnek, sürekli şekil alıyor.

çocuk özgür..

yaptıklarımızdan biraz;