5 Ocak 2016 Salı

ŞİİRİMSİ; edebi bi tür




Kanlıca tepesinde görüşürüz belki ordan ver elini portakal bahçelerine veyahut şanzelizeye 
Ellerine mitralyöz giyinmiş adamlar bize bakıyor görüyormusun
Kaldırımlar eskilerden kalma oyuncak parçaları
nehir olmuş akıyor yavaştan
Bir kitapçıya girelim belki,
kitap okur dünyalarımızı değişiriz bi süreliğine



Arkanda bir genç kadının cesedi, henüz ölmüş, taze ve sıcak, yarı açık gözleri hiç birşey anlatmıyor yine de sanırım ağlıyor sessiz
dudağının ucunda yitirmiş son kelimesini 
Acısına ağıt yakan bir adam kadınına türkü söylemek istiyor usulca ellerini almış avuçlarının arasına karşı kaldırımda
Deli kızın türküsü bu

Siyah giyimli adamlar tutuyor ensesinden  geçit vermiyor kendince öylece salınan düşünce dizinlerine
Ellerimiz kelepçeleniyor birbirine dolanarak
Gördüm
kelepçeyi kitapçıdaki o adam taktı ellerimize mutluyken
Nehre kapılıp kendimizi bir çocuk parkında buluyoruz
Salıncakta sallanıyoruz  çocukluk kahkahaları atarken
Salıncakta en yükseldiğim andaki duygu bana yaşamı anlatıyor  ucundan kıyısından
Sonrasını bilmemek  merak edip istemek duygusu 
Duygularımız salıncak gibi
bir merkezin içinde sağa sola savruluyor

çokça dalmışken ve biraz mutluyken

Kaybediyorum seni

Etrafta delice koşturuyorum

yalnızlığımdan korkuyor adını bağırıyorum

bir ses susmamı bağırıyor
koşuyorum
oyuncaklara takılıyor ayaklarım düşüyorum, binalar yıkılıyor birbirleri üzerine
ağaçlar dimdik
ağaçların ağlamaklı fısıltılarını duyuyorum
'uyaaaan
ensende bir soğuk silah..'

sağır eden bir ses
düşmek

bu bir rüya bilmek, gerçekliği yok hiçbirşeyin yanılsama herşey
adını konuşmak  tekrar
yoksun

bir sinemaya girmek, filmde sen
50'li yıllardan bir şapka var elinde
bir çift dantel eldiven veriyorsun sevdiğin kadına

acı bedenimi ısıtırken artık ne çare
eski zamanlarda bir filmdeyim
fısıldıyorum ismini.




                                                                                                              yün bereli penguen



















İLKYAZ




Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp  kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler



                                                     Gülten AKIN